08/10 Zekeriya 1-4
[tr] Zekeriya 1-4
1:1 Dariusun krallığının ikinci yılının sekizinci ayında RAB İddo oğlu Berekya oğlu Peygamber Zekeriya aracılığıyla şöyle seslendi:
2 ‹‹RAB atalarınıza çok öfkelendi.
3 Bu nedenle halka de ki, ‹Her Şeye Egemen RAB, bana dönün, ben de size dönerim diyor.
4 Atalarınız gibi davranmayın! Önceki peygamberler, Her Şeye Egemen RAB kötü yollarınızdan ve kötü uygulamalarınızdan dönün diyor, diyerek onları uyardılar. Ne var ki, onlar dinlemediler, bana aldırış etmediler. Böyle diyor RAB.
5 Hani atalarınız nerede? Peygamberler de sonsuza kadar mı yaşar?
6 Peygamber kullarıma buyurduğum sözler ve kurallar atalarınıza ulaşmadı mı?› ‹‹Onlar da dönüp, ‹Her Şeye Egemen RAB yollarımıza ve uygulamalarımıza bakarak bizim için ne düşündüyse aynen yaptı› dediler.››
7 Dariusun krallığının ikinci yılında, on birinci ay olan Şevat ayının yirmi dördüncü günü RAB İddo oğlu Berekya oğlu Peygamber Zekeriyaya görümlerle seslendi.
8 Gece vadideki mersin ağaçlarının arasında kızıl ata binmiş bir adam gördüm. Arkasında kızıl, kula ve beyaz atlar vardı.
9 ‹‹Efendim, bunlar ne?›› diye sordum. Benimle konuşan melek, ‹‹Bunların ne olduğunu sana göstereceğim›› diye yanıtladı.
10 Mersin ağaçları arasında duran adam da, ‹‹Bunlar dünyayı dolaşmak için RABbin gönderdikleridir›› diye açıkladı.
11 Mersin ağaçları arasında duran RABbin meleğine, ‹‹Dünyayı dolaştık›› dediler, ‹‹İşte bütün dünya esenlik ve güvenlik içinde!››
12 Bunun üzerine RABbin meleği, ‹‹Ey Her Şeye Egemen RAB, yetmiş yıldır öfkelendiğin Yeruşalimden ve Yahuda kentlerinden sevecenliğini ne zamana dek esirgeyeceksin?›› dedi.
13 RAB benimle konuşan meleği tatlı, avutucu sözlerle yanıtladı.
14 Bunun üzerine benimle konuşan melek, ‹‹Şunu duyur!›› dedi, ‹‹Her Şeye Egemen RAB, ‹Yeruşalim ve Siyon için büyük kıskançlık duyuyorum› diyor,
15 ‹Tasasız uluslara ise çok öfkeliyim; çünkü ben biraz öfkelenmiştim, onlarsa kötülüğe kötülük kattılar.›
16 ‹‹Onun için RAB, ‹Yeruşalime sevecenlikle döneceğim› diyor, ‹Tapınağım orada yeniden kurulacak ve Yeruşalim üzerine ölçü ipi çekilecek!› Böyle diyor Her Şeye Egemen RAB.
17 ‹‹Şunu da duyur: Her Şeye Egemen RAB, ‹Kentlerim yine bollukla dolup taşacak› diyor, ‹Ben RAB, Siyonu yine avutacağım, Yeruşalimi yine seçeceğim.› ››
18 Sonra gözlerimi kaldırıp baktım, dört boynuz vardı.
19 Benimle konuşan meleğe, ‹‹Bunlar ne?›› diye sordum. Melek, ‹‹Bunlar Yahuda, İsrail ve Yeruşalim halkını dağıtmış olan boynuzlardır›› diye karşılık verdi.
20 Sonra RAB bana dört usta gösterdi.
21 ‹‹Bunlar ne yapmaya geliyor?›› diye sordum. Melek, ‹‹Şu boynuzlar Yahuda halkını öyle dağıttı ki, kimse başını kaldıramadı›› dedi, ‹‹Bu ustalar da Yahuda halkını dağıtmak için boynuz kaldıran ulusları yıldırıp boynuzlarını yere çalmaya geldiler.››
2:1 Sonra gözlerimi kaldırıp baktım, elinde ölçü ipi tutan bir adam vardı.
2 ‹‹Nereye gidiyorsun?›› diye sordum. Adam, ‹‹Yeruşalimi ölçmeye, genişliğinin, uzunluğunun ne kadar olduğunu öğrenmeye gidiyorum›› diye yanıtladı.
3 Benimle konuşan melek yanımdan ayrılınca başka bir melek onu karşılamaya çıktı.
4 Önceki meleğe şöyle dedi: ‹‹Koş, o gence de ki, içinde barınacak sayısız insan ve hayvandan ötürü Yeruşalim sursuz bir kent olacak.
5 RAB, ‹Ben kendim onun çevresinde ateşten sur ve içindeki görkem olacağım› diyor.››
6 RAB, ‹‹Haydi! Haydi! Kuzey ülkesinden kaçın!›› diyor, ‹‹Çünkü sizi göğün dört bucağına dağıttım.›› Böyle diyor RAB.
7 ‹‹Babilde oturan Siyon halkı, haydi kaçıp kurtul!››
8 Çünkü Her Şeye Egemen RAB beni onurlandırdı ve sizi yağmalamış uluslara şu haberle gönderdi: ‹‹Size dokunan gözbebeğime dokunmuş olur›› diyor,
9 ‹‹Elimi onlara karşı kaldıracağım, köleleri onları yağmalayacak.›› O zaman siz de beni Her Şeye Egemen RABbin gönderdiğini anlayacaksınız. ‹‹Gözbebeğine››.
10 RAB, ‹‹Ey Siyon kızı, sevinçle bağır! Çünkü aranızda yaşamaya geliyorum›› diyor.
11 O gün birçok ulus RABbe bağlanacak, Onun halkı olacak. O zaman RAB aranızda yaşayacak, siz de beni Her Şeye Egemen RABbin gönderdiğini anlayacaksınız.
12 RAB kutsal topraklarda Yahudayı kendi payı olarak miras edinecek ve Yeruşalimi yine seçecek.
13 Ey insanlar, RAB'bin önünde sessiz durun! RAB kutsal konutundan kalkmış geliyor!
3:1 RAB, meleğinin önünde duran Başkâhin Yeşuyu ve onu suçlamak için sağında duran Şeytanı bana gösterdi.
2 RABbin meleği Şeytana, ‹‹RAB seni azarlasın, ey Şeytan!›› dedi, ‹‹Yeruşalimi seçen RAB seni azarlasın! Bu adam ateşten çıkarılan yarı yanmış odun parçası değil mi?››
3 Yeşu meleğin önünde çok kirli giysiler içinde duruyordu.
4 Melek önündeki meleklere, ‹‹Üzerinden kirli giysileri çıkarın›› dedi. Sonra Yeşuya, ‹‹Bak, suçunu kaldırdım. Sana bayramlık giysiler giydireceğim›› dedi.
5 Ben de Yeşunun başına temiz bir sarık sarmalarını söyledim. Başına temiz bir sarık sarıp onu giydirdiler. RABbin meleği de onun yanında duruyordu.
6 Sonra RABbin meleği Yeşuyu uyardı:
7 ‹‹Her Şeye Egemen RAB diyor ki, ‹Eğer yollarımda yürür, verdiğim görevleri yerine getirirsen, tapınağımı sen yönetecek, avlularımı sen koruyacaksın. Sana burada duranların arasına katılıp huzuruma çıkma ayrıcalığını vereceğim.
8 ‹‹ ‹Ey Başkâhin Yeşu, sen ve önünde oturan kâhin arkadaşların, dinleyin! Çünkü onlar gelecek olayların önbelirtisidir. Dal adındaki kulumu ortaya çıkarıyorum.
9 Yeşunun önüne koyduğum taşa bakın! O tek taşın yedi gözüfç var; onun üzerine bir yazıt oyacağım› diyor Her Şeye Egemen RAB, ‹Bir günde bu ülkenin günahını kaldıracağım.
10 O gün her biriniz komşusunu asmasının, incir ağacının altında oturmaya çağıracak.› Böyle diyor Her Şeye Egemen RAB.››
4:1 Benimle konuşan melek yine geldi ve uykudan uyandırır gibi beni uyandırdı.
2 ‹‹Ne görüyorsun?›› diye sordu. ‹‹Som altın bir kandillik görüyorum›› diye yanıtladım, ‹‹Tepesinde zeytinyağı için bir tas, üzerinde yedi kandil, kandillerde yedişer oluk var.
3 Ayrıca kandilliğin yanında, biri zeytinyağı tasının sağında, öbürü solunda iki zeytin ağacı da var.››
4 Benimle konuşan meleğe, ‹‹Bunların anlamı nedir, efendim?›› diye sordum.
5 Melek, ‹‹Bunların anlamını bilmiyor musun?›› diye karşılık verdi. ‹‹Hayır, efendim›› dedim.
6 Bunun üzerine şöyle dedi: ‹‹RAB Zerubbabile, ‹Güçle kuvvetle değil, ancak benim Ruhumla başaracaksın› diyor. Böyle diyor Her Şeye Egemen RAB.
7 Sen kim oluyorsun, ey ulu dağ? Zerubbabilin önünde bir düzlük olacaksın! O tapınağın son taşını çıkarırken, halk da, ‹Ne güzel, ne güzel!› diye bağıracak.››
8 RAB bana yine seslendi:
9 ‹‹Bu tapınağın temelini Zerubbabilin elleri attı, tapınağı tamamlayacak olan da onun elleridir. O zaman beni size Her Şeye Egemen RABbin gönderdiğini anlayacaksınız.
10 ‹‹Küçük işleri yapma gününü kim küçümsüyor? İnsanlar Zerubbabilin elinde çekülü görünce sevinecekler. -‹‹Bu yedi kandil RABbin bütün yeryüzünde dolaşan gözleridir.››-
11 Meleğe, ‹‹Kandilliğin sağındaki ve solundaki bu iki zeytin ağacı nedir?›› diye sordum,
12 ‹‹Altın gibi yağ akıtan iki altın oluğun yanındaki bu iki zeytin dalı nedir?››
13 ‹‹Bunların anlamını bilmiyor musun?›› diye karşılık verdi. ‹‹Hayır, efendim›› dedim.
14 Melek, ‹‹Bunlar bütün dünyanın Rabbi'ne hizmet eden, zeytinyağıyla kutsanmış iki kişidir›› diye açıkladı.